CHP, hem İBB hem ilçe belediyelerinde büyük zafer kazandığı 1989 yılından bu yana İstanbul'da ilk kez bu kadar oyu aldı.
Yanlış anlamayın. Bu kez tek başına değil Millet İttifakı olarak ve Ekrem İmamoğlu'nun geleneksel Sol çizgiden uzak kampanyası ile kazanıldı. Soldan kastımın Sosyal Demokratlık anlamında olmadığını siyaseti bilen okurlarım çözecektir ama yine de vurgulayayım.
Önemli bir iş başarılmıştır.
İktidara hakim olan anlayışa 25 yıl aradan sonra ilk kez bu ölçekte bir yenilgi yaşatılmıştır. Bu galibiyet asla ve asla tek başına siyasetin değil, halkın tepkisinin sonucudur. Bu unutulmamalıdır.
Çünkü Ekrem İmamoğlu, yıllardır siyasetin yapamadığını yapmış, hakarete hakaret ile değil, tevazu ve hoşgörü ile yanıt vermiştir. Ancak hoşgörü ile hareket ederken, yanlışı öne çıkarmış buna kendisinin değil seçmenin cevap vermesini istemiş, bunu da sandıkta oyları ile yapmasını sağlamıştır.
Bu bir bilinçtir. Bilgeliktir. En önemlisi doğru siyasettir.
Halkı sürecin içine etken olarak katarak "Ben de yaparım ama sen yap ki birlikte kazanalım" demiştir.
Seçimi Ekrem İmamoğlu önderliğinde kazanan Millet İttifakı, şimdilerde CHP'li Belediye Başkanı ayrışmasına doğru evrilmeye hazırlanıyor. Her ne kadar İstanbul İl Örgütü bu konuda farklı tavır ortaya koysa da parti tabanı önceliğin kendilerine verilmesinde ısrarcı olacaktır.
Siyaset netice işidir. Neticesi de iktidardır. Ancak iktidar olunca, yıllardır ülkeye hükmederken muhalefet edilen AK Parti'ye sunulan eleştirilerin aynen tekrarlanması da bu kazanımları heba edecektir.
Peki ne yapılmalı?
Önerilerim de var elbet...
Öncelikle "Ortak Akıl" süreci başlatılmalı ve gerçekten halkın yönetime katılması sağlanmalıdır.
Bunun için geçmiş hatalardan vazgeçilmeli, İstanbul Kent Konseyi kurulmalı, İlçe konseyleri ile sürekli istişareler yapılmalı, ilçelerde halkı yönetime katacak mahalle meclisleri özendirilmelidir.
Ancak bu sayede İBB Başkanı gerçek verilere ulaşabilecek, makamdan kaynaklanan güç zehirlenmesi ve etrafına hızla örülecek kör edici demir perdeyi yırtıp atabilecektir.
Buradada görev siyasete düşecek. Şahsi çıkarını değil topluma faydayı esas alan işlere yol açılırsa, projeler üretilerek siyasete gönül verenlr buralarda görevlenirilirse küskünlükler ve buna bağlı olrak kopuşlar en aza inecektir.
Asıl olan şu...
CHP başta kazanan blokta cidi bir zafer sarhoşluğu hakim.
Bu durum tavırlarına yansıyıp, halkın desteğini kaybettirmesin.
Ülke demokrasisine umut olan bu genç politikacı, daha uzun yıllar yürümekten alıkonulmasın.
Kalın sağlıcakla...