Aslında başa baş geçmesi beklenen, bir gün öncesine kadar Özkan Özdemir ve Mustafa Albayrak birleşirse seçimi alabilir yorumları yapılan, CHP Kartal İlçe Başkanlığı seçiminin sonucunda Efendi Argunşah, son yılların en net sonucu ile koltuğa oturmaya hak kazandı.
Baskı, yıldırma politikası, ötekileştirme, ihanet, haksızlıklar ve benzeri tüm deyimlerin havada uçuştuğu, belediyelerin kurumsal güçleri ile abandığı, şirket yönetimlerine atama, Başkan Yardımcılığı, müdürlük, İl delegeliği, İl yöneticiliği, Parti Meclisi vaatlerinin sıradanlaştığı, iş ve aş taleplerinin hoşgörü ve "hallederiz" yanıtları ile karşılandığı tipik bir seçim maratonunda 2. bayrak böylece verildi.
Sırada daha 2 bayrak var. İlki İl Başkanlığı ve Yönetimleri Seçimleri, ikincisi ise Kurultay yani Genel Başkan ve Parti Meclisi Seçimleri...
Cumhuriyet Halk Partisi'nde şu sıralar en rahat olanlar kaybeden listedeki isimlerdir. Bunu hiç düşünmeden söyleyebiliriz. Çünkü onlar için bu kavga şimdilik bitmiştir. Bir sonraki yarışma vaktine kadar yıpranmadan, kazananların kırıp döktüklerini toplaya toplaya daha da güçlü olarak tekrar ayağa kalkacaklardır.
Peki ya kazananlar...
Bu yazının konusu Efendi Argunşah nasıl kazandı?
Kaybedenlerin tarihi yazılmaz derler... Bu yazı bir anlamda bu deyime karşıt olsa gerek. Kazananın doğruları kadar, kaybedenlerin yanlışları da bilinmeli ki yarışmanın aslıda o kadar da basit olmadığı anlaşılsın isterim. Ortada yarışma varsa herkes kazananı över. Oysa kaybeden neden kaybetmiştir? Kazanan nasıl kazanmıştır? Sorulması gereken iki soru var. Ben ikisine de bildiğimce yanıt vermek isterim.
Öncelikle 4 adayı yazmadan önceki ilçe başkanı Sayın Muammer Çelebi'ye değinmek isterim.
Argunşah'ın galibiyetinin hazırlayıcısı Muammer Çelebi oldu.
Belediye Başkanı Gökhan Yüksel'in adayı olarak Efendi Argunşah isminin daha kulislere düşmeden duyması, ona bir karar süresi kazandırdı. Ölçüp, biçti. Kazanabilirim ama kavga ederek bugüne kadar ki kazanımlarımı da yitirebilirim düşüncesi ile pek de sıradan olmayan ilginç bir sonuca vardı.
Aday olmadı.
Kongre gündemi: Muammer Çelebi, Yıldırım Emsiz, Altınok Öz
Şahsıma yaptığı özel açıklamada Parti içindeki kliklere vurgu yaparak, "etik olmayan bir yarışta olmam" dedi. Aslında "Belediye Başkanı ile karşı karşıya gelmem" de diyebilirdi. Böylesini daha uygun gördü sanırım...
Sonrası malum... Benim de önerdiğim ve desteklediğim gibi iki listede de adını gördük ve il delegesi olarak seçildi. Ancak, bu kez kendisini siyasette ilçe başkanlığı koltuğuna talep açtığında destekleyenlerin karşısında olarak kazandı. O kazanırken adı tek listede olan Altınok Öz kaybeden tarafta kaldı.
Muammer bey, birlikte siyaset yaptığı, hemen her sürecinde yanında yer alan Yıldırım Emsiz'i siyaseten karşısında tutan bir listeden seçildi. Üstelik o listenin ilçe yöneticiliğinde kendisinin dönem arkadaşları da yer aldı.
Yani bir anlamda Muammer Çelebi'nin yanı sıra Yıldırım Emsiz - Altınok Öz ikilisinin siyasi kadrosu da listeye yazılarak Efendi Argunşah'a yöneltildi.
Bu formülü uygulamayı başaran kazandı. Bu bir siyasi zeka örneği midir? Diğer taraf için bir hesap hatası mıdır? Yoksa Emsiz - Öz ikilisine karşı bir duruş mudur? Şimdilerde kulislerde bunlar konuşuluyor, tartışılıyor. Bunun yorumunu yapmak bana düşmez. Sonuç ortada!
Altınok Öz için üzgünüm!
Muammer bey adına mutlu oldum. Siyasette var olması gerekliydi. Umarım bundan sonra daha başarılı olur.
Diğer yandan Altınok Öz açısından üzgünüm. Kartal'da AK Parti'den belediye almış bu sembol ismin partisinde siyaset yapmaya devam etme isteğine saygı gösterilmeliydi.
Daha bir ay önce andığımız, aday yapılmadığı için DSP'ye giderek parti oylarını bölen, bu sebeple seçimi Refah Partisi'ne kazandıran etken olan Mehmet Ali Büklü'ye vefa gösterip, mezarı başında hizmetlerini öve öve bitiremeyen siyasetin, aday yapılmayınca partisinde kalan ve yine siyasete devam etmek isteyen değerine sahip çıkması, anlaşamasa da saygı göstermesi gerekirdi diye düşünüyorum.
Yazıya dönersek...
Argunşah daha aday olacağı kesinleştiği gün çekilen ve sonrasında da ekibi ile listesine aldığı Muammer Çelebi sayesinde yarışmaya 4-0 önde başlamıştır.
İkinci etmen Argunşah dışındaki adayların en baştan benzeşmeyen ve uzlaşmayan tutumlarıdır.
Siyaset netice için yapılır. O netice de savunduğunuz fikri ya da kitleyi iktidara taşımaktır. Bu kadar basittir aslında...
3 benzemez birleşemedi... Aluç, Albayrak, Özdemir
Ancak, 3 benzemez yani Ali Aluç, Mustafa Albayrak ve Özkan Özdemir bu gerçekliği pratikte bir türlü uygulayamadılar. Karşı taraf 150 imza almışken, her biri 50 imza hesabı ile diğerini masada yanına çekmeye uğraştılar. Bu uğraşı sırasında sahayı ve ikna sürecini unuttular. Ali Aluç çekilirken Karlıktepe'de zaten hassas olan dengeyi Argunşah lehine bozdu.
Bununla skor 6-0 oldu.
Anlaşma için son güne kadar uzlaşamayan ve "Bizimle birleşin. Aday ben olursam daha çok oy alırız" diyen Albayrak ve Özdemir ise salona gelmeden zaten kaybetmişlerdi.
Gökhan Yüksel'in ilk parti seçiminde kaybetmesinin ilçeye İstanbul'da zaafiyet getireceğini savunan Uğur Mumcu delegesi Turan Boyoğlu ve 7 arkadaşının imzalarını Efendi Argunşah lehine vereceklerinin HaberManset.com.tr haber sitesinde yayınlanması ile güçlü blok daha da avantajlı hale geldi.
Skor artık 8-0 olmuştu.
Tam da bu anda Albayrak-Özdemir cephesinden "Birleştik" açıklaması gelseydi sonuç değişebilirdi. Yani Uğur Mumcu'daki kırılmayı avantaja dönüştürebilirler, salona daha da güçlü girebilirlerdi.
Lakin yine Özdemir'in "Ben daha çok oy alabilirim" düşüncesi ile Albayrak'ın "Geçen sefer çekildim çok eleştirildim. Bu kez de çekilirsem delegemin bana inancı kalmaz" düşüncesi çatıştı.Sonuç çıkmadı...
Son gece yaşanan Uğur Mumcu delegasyonundaki kaybedeceklerini anlayan delegelerin son dakikadaki "Özdemir kırılması" bütünlüğü sağlama şansı bırakmadığı için salona yalnız giden Özkan Özdemir aslında kaybetmesine sebep olacak tüm şartları da beraberinde götürmüştü.
Sonuç bildiğiniz gibi...
Tüm bu anlattıklarım kısa bir özetti. Burada dikkat ederseniz Efendi Argunşah'ın kazanmasında kendi artılarına değinmedim. Onları da saymak gerekmez mi?
Efendi Argunşah adı gibi davrandı
Öncelikle "imzacılar" konusunu basın toplantısı sırasında kapatması, Muammer Çelebi'yi karşısına almak yerine yanında tutmak için gereken saygıyı göstermesi, Çelebi ekibini dağıtmak yerine listesine alması, hem Ali Aluç'un hem Mustafa Albayrak'ın delegelerine bir şekilde nüfuz etmeyi başaran hamleleri ile kazandı. Tabii ki Başkan Gökhan Yüksel'in yanında duruşunu da çok iyi kullandı. Tehdit yerine vaat dilini tercih etti. Bu da gücünü pekiştirdi.
Sözün özü...
Kimse tek başına kazanmadı ama birleşemeyenler birlikte kaybeti...
Son notum da Özkan Özdemir için olsun. Siyasetin gerçekten efendice yapılabileceğini, kırmadan, kavga etmeden, ayırmadan yürümeyi başaran bu genç ismi sergilediği tavır ile övgüyü hak ediyor.
Üstteki fotoğraf karesine hiç gocunmadan girerek rakibini tebrik etmesi bile hazmetmeyi bildiğinin kanıtıdır. Henüz 39 yaşında oluşu sebebi ile bu tecrübenin ışığında yeni bir yol haritası çizerek daha istikrarlı ve olgun bir tavır alacağına inanıyorum. Yolu açık...
Kalın sağlıcakla...